Merhaba sevgili okurlar ortada kuyu var yandan geç bilindiği üzere Karabağlar yaylası Menteşe'nin en güzel yerlerinden biri. Doğası ile tarımsal ürünleri havası bir başka olan Karabağlar yaylası maalesef üzülerek söylüyorum ki eski güzelliğini kaybetmek üzeredir. Neden mi? Çünkü bilinçsiz insanlar tarafından atılan çöpler, moloz yığınları yaylamızı doğal güzelliğini bozuyor.

Merak ediyorum acaba Karabağlar yaylasından hiç bir belediye yetkilisi ve başkan geçmiyor mu? Bilhassa Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’ün ikamet ettiği, her gün olmasa da haftada bir Karabağlar yaylasına giren çıkan bir başkan olarak hiç gözüne takılmıyor mu?

Yaylamız gelişime alınsa güzel olmaz mı? Kış aylarında geçilemeyen yollara, su baskınlarına bir çare bulunmasını bekliyoruz. Oradaki yaşamı, doğa güzelliklerini, çöpler ve molozlarla kirletmeye kimsenin hakkı yok.

Bizzat kendim Karabağlar yaylasında ikamet etmiş biri olarak sizlere şunu söyleyebilirim: Çocukluk yıllarımda yaylanın yüzüne bakan bile yoktu. 96’lı yıllarda okula gitmek için kış aylarında azgın derelerden geçmek zorunda kalıyorduk. O zamanlar yaylanın yüzüne bakan yok, evler bomboş harabelik, yıkıldı yıkılacaktı. Ama nedense son yıllarda yayla değer kazandı. Şehirden kaçan insanlar yayla evlerine akın etmeye başladılar. Bunun yanında maalesef birçok çöp yığını ve molozlarla karşılaşmaya başladık. İnsanlar gittikleri her yere medeniyet götüreceği yerde pislik taşımak zorunda mı? Yaylamızı korumak doğamızı korumak bizlerin elinde olduğu gibi yetkili mercilerin de yaylaya çöp ve moloz atılmasına engel olacak çözümler üretmesi yerinde olacaktır.

Bir diğer konu ise yaylamızın su kuyuları. İsmi çokça anılan Afife ve Allağan Kavağı kuyusu yol ortasında bakımsızlıktan yok olmaya yüz tuttu. Emme basmalı kuyular değerlendirilerek, üzerindeki tulumbanın yenilenmesi ile bakım yapılması dışarıdan gelen yabancıların dikkatini çekerek daha da cazip hale getirilebilir. Geçenlerde yolum Afife kuyusunun olduğu mevkie düştü. Gördüğüm o ki ne yollar bakımlı nede kuyular. Artık ortalık malı gibi kullanılıyor. Mevkide oturan mı bilemiyorum ama içerisine dalgıç pompa salınmış. Yaylada kuyu eksikliği varmış gibi yoldaki kuyuya dalgıç pompasını salmış. Bunun yapan yaylanın uyanık insanlarından biri olsa gerek? Eğer yaylanın ortada kalmış kuyuları bir kaç kişi tarafından kullanılıyor ise diğer yayla sakinlerinin de kullanma hakkı var ve hakları yeniliyor diye düşünüyorum. Belki de bu kuyular nostaljik şekilde restore edilerek eski haline getirilebilir.

Bir diğer konu ise yaylamızın yıkıldı yıkılacak tarihi Kır Kahvehaneleri. Bunları görmezlikten gelen, tarihimizin bir bir yok olmasına göz yuman yetkilileri kınıyorum? Yaylanın ve çevresinin korunması kapsamında kireç sanayi fabrikasını öne sürenler, kendilerinin yapmış oldukları talandan haberleri yok mu sormak istiyorum? Yapılmayan ve göz yumulan eksikleri görmediklerine göre, kendi yapmış oldukları talandan bi haber olmadıkları gibi “ortada kuyu var yandan geç” oyunu oynuyorlar herhalde…

Demem o ki, eğer bir şeylerden faydalanıyorsak, kirletmememiz, talan etmememiz gerekir. Doğamızı korumak her insanın görevidir. Umarım yetkililerde bu konuda hem fikirdir?