Üzeyir Yıldırım
RAMAZAN’IN KAZANDIRDIKLARI / ÜZEYİR YILDIRIM
Maddi ve manevi sayısız güzelliklerin yaşandığı mübarek Ramazan ayı bindörtyüz yıldan beri eskimez emir ve tavsiyeleriyle her dönem bütün insanlığı aydınlatan, önderliğiyle huzura ve mutluluğa götüren, taşıdığı değer ve anlamlar, daima taptazeliğini koruyan kitabımız Kur’an-ı kerim bu ayda indirilmeye başlanmıştır.
İnsanları merhamet odaklı olarak eğiten ve aynı zamanda özgürleştireni oruç ibadetinin yerine getirildiği, Kur’an ı Kerimin bize gönderdiği mesajları anlamak ve uygulamak için Hira dağından parlayan nur olan kitabımızın daha çok okunduğu, yine insanlarda ki ahlak, olgunluk, erdemlilik, yardımlaşma ve paylaşmanın çoğaldığı, birlik ve beraberlik ruhunun canlandığı müstesna bir zaman iklimi olan Ramazan ayı.
Bu ay dünyanın sayısız nimetleri içerisinde Allah’ın emirlerini yerine getirerek, bundan önceki zamanlarda yiyip içen, ama bu ayda belirli zamanlar içinde yiyip içmeyip insanların halini anladığı paylaşma ve dayanışmayı öğrendiği oruç ayıdır. Başından sonuna kadar rahmet, mağfiret ve bereket mevsimi olan bu günlerde dayanıklılığımızı güçlendiren oruç, cömertliği, ikramı ve paylaşmayı öğreten iftar, neşe ve coşkuyla kıldığımız teravih, hayır ve bereketi öğreten sahur, bütün Müslümanların coşkuyla kutladığı kadir gecesi, bu ay boyunca okuduğumuz hatim ve mukabeleler saydıklarımızın hepsi günahlardan arınma ve yenilenme bilincimizin tazelenmesine vesiledir.
Asırlardır dinini, Diyanetini sahip çıkan ve gönülden bağlanan necip milletimiz, Ramazan ayının esenliğini, insanlığı mutluluğa erdiren bu manevi atmosferi kendileri, aileleri, toplumlarında yaşamış ve aynı zamanda yaşatmıştır.
Mübarek Ramazan ayını içinde bulunduğumuz pandemi dolayısıyla tam olarak camilerde teravihleri, akşamları toplu iftarlarıyla buluşamazsak da, oturup cami cemaati olarak cami avlusunda oturup Allah için bir araya gelemesek de yine bu necip milletimizin kalbinde daha çok Ramazan coşkusunu yaşamaya gayret sarf etmektedir. Bizim tek duamız, insanları birbirinden ayıran, ferdileştiren, bu pandemi hastalığından kurtulup eski o muhabbetlerimizi, coşkumuzu, daim eylesin inşallah.
Her ne olursa olsun içinde bulunduğumuz fert ve toplum olarak merhamete, sevgi, saygıya ve aynı zamanda birbirimizi anlamaya çok çok muhtaç olduğumuz bu günlerde, Ramazan ayının kendi dünyalarında, kendi hanelerinde, kendi sofralarında yaşadıkları bir neşe olarak kalmaması, güzelliklerin yoksullarla, yetimlerle kimsesizlerle ve yüreği yaralı insanların mutluluğunu pekiştirmesidir Ramazan.
Son zamanlarda dinimizin bize kazandırdığı misafirperverlik, sosyal dayanışma türü olan zekat, sadaka-i fıtır, bu gibi sosyal hasletler, insanlığın nezdinde yozlaşma olarak görülebilmektedir. Benim karnım tok ya, başkası ne olursa olsun kendimi kurtarayım diye bencilliğe bıraktığını görebilmekteyiz. İşte bu kaybolmaya yüz tutmuş güzel hasletlerimizi kavuşmak için topyekün birbirimizle barışmaya ve tekrar köklerimize dönmeye ihtiyaç vardır.
Son zamanlarda toplumumuzda namazsız, oruçsuz, ibadetsiz, sadece Allaha inanırım gibi durumlar tabii ki dinimizin bize kazandırdıklarını bilemediğimizden. Eğer ki toplumumuzda yaşanan bütün olumsuzluklar Müslümanlığın sadece kimlik üzerinde kaldığından, Dinimizi tam anlayamadığımızdan olsa gerek. Bu gün dinimizin bütün insanlığa mutluluğa, huzura götürdüğünü, her iki dünyada mesut ve bahtiyar için emirler verdiğini anlasak toplumda ki meseleler kendiliğinden hallolur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.