Dalyan İztuzu’ndan çıktığınız andan itibaren Mavi Yolculuk tüm güzelliği ile devam eder. Engin denizin dalgalarla harmanladığı ki İztuzu sahili çok dalgalı olur bu güzel seyre dalıp tatile çıktığınız yat ile yolculuğunuza devam edersiniz. İztuzu’nun hemen arka koylarında bulunan Aşı Koyu o berrak ve sonsuz derinliği ile sizi kendine davet eder. Eğer yatınız alargada ise bu berrak ve pırıl pırıl sularda kendinizi Ege’nin o serin sularına bırakırsınız. Çünkü çok fazla değil harekete geçip Sarıgerme sahillerinden teğet geçerken Ege Denizi’nden Akdeniz’e de adım attığınızın açık bir resmi olduğu ortaya çıkar. O güzeli Göcek koylarında Batık Hamam başta olmak üzere, Sarsala Koyu görülmeye değer olup gece boyunca teknelerin alargada kalıp burada sabahlamaları ve dolayısıyla bu güzel yerleri teneffüs etmeleri kaçınılmazdır. Göçek’ten sonra Fethiye’ye çok kısa mesafede ulaşacak ancak o Katranca Koyu’nun dillere destan güzelliği ile gözlerinize inanamayacaksınız. Katrancı Koyu açıklarından geçerken küçük bir balıkçı kasabası görüntüsündeki Fethiye’ye ulaşacaksınız. Turizmden en son nasibini alan ve gelişmeye ciddi anlamda kendisine adamış Fethiye Muğla’nın en güzel ilçelerinden birisi konumuna gelmiştir. Yanlı yansız herkesin ve her kesimin büyük hayranlık duyduğu Fethiye Belediye Başkanı Sayın Behçet Saatcı kendisine münhasır çalışkanlığına yakışır aktivitesi ile bence muhitinin dehalarından biridir. Çünkü fikirleri ile ve yaptıkları ile Fethiye’nin adeta efsane ismi olmuştur. Yıllar sonra bile burada adından sıklıkla söz ettirip bahsedilecek ender insanlardan birisi olarak sayın Saatcı, kendisi ile alakalı tüm övgüleri hak edecek bir kimliğe sahiptir.

Merkezinden yat limanı ve karşısındaki Karagözler ve Çalış plajlarının insanları kucakladığı Fethiye’de alışveriş yaparak da her şeyden yararlanacağınız güzel bir ilçe konumundadır. Sadece merkezle sınırlı kalmayıp ilçe merkezine yakın Ovacık, Ölüdeniz, Gemile Adası, Kemer, Saklıkent özellikle 25 km. kumsalı ile Patara Plajı… Fethiye’de görülmesi gereken yerlerden çoğunluğudur. Eski Rum Evlerinin bulunduğu Kayaköy Fethiye’de apayrı bir yerleşim merkezidir. Sanırım orası için yakın bir gelecekte olmasa da restorasyon çalışması yapılacağını biliyorum. Peki Ölüdeniz’e ne demeli? Enteresan konumu ile tüm ilgiyi üzerinde toplayacak tatil yörelerinden biri olan Ölüdeniz yerleşim biriminde bulunan evleri, pansiyonları, apartları, butik otelleri, otelleri, hotelleri ve tatil köyleri ile cidden Fethiye için ayrı bir cumhuriyettir. Fethiye’ye tatile gelenlerin büyük bir bölümünü bünyesinde barındıran Ölüdeniz, öncelikli olarak görülmeye sonra da yaşanılası değerlerden birisidir. Hele Ölüdeniz’de iken meşhur Babadağ’dan atlayış yapan yamaç paraşütçülerinin sıklıkla göze çarptığına sahip olacaksınız. Eğer cesaretli iseniz pilotlar eşliğinde Babadağ’dan atlayış yapıp o güzelim Ölüdeniz’i kuşbakışı en tepe noktasından izleyebilirsiniz.  Hele Kelebek Vadisi’ni görmeden Fethiye’den sakın ayrılmayın. Kelebek Vadisi’ne sadece deniz yoluyla gideceksiniz ama gerçekten görülmeye değer yine ender yerlerden birisi olduğuna inanacaksınız. Saklıkent ve Patara’yı da görmeyi ihmal etmeyin. Eğer buralara kadar gelip de bahsettiğim bu yerleri görmezseniz çok şey kaybedeceksiniz… Haydi bakalım… Rastgele!..

Çok yüzeysel anlatıyorum çünkü Muğla ve ilçelerinin hinterlandını doyasıya anlatmaya sayfalar yetmez. Turizmin cazibe merkezi Muğla’nın altın değerindeki ilçelerini satırlara sığdırabilmek aslında alabildiğine güç. Yüreğimin bir köşesinde sakladığım bu yerlerle ilgili küçük notlarımı sizinle paylaşmak beni mutlandırıyor. Bizim Muğlamızı sevgimizle anıyor ve anlatıyoruz. Her zaman, her yerde…

Marmaris’ten başlayıp, Fethiye’ye geldiğimiz turizmin cazibe merkezi köşemde iç kesimde olup da küçük ama özelliğini koruyan Ula ilçesi de elbette turizmden nasibini alma peşinde olan yerlerden biridir. Son dönemde Geyik Kanyonu ile adından  sıkça söz ettiren Ula’da Karabörtlen köyündeki şelaleyi unutmamak lazım. Doğanın bize hediye ettiği köşeler kolay kolay vücuda gelmiyor. Bazı yerleşim birimleri çok küçük olsalar da elbette turizmden onlar da paylarını alıyorlar.

Yatağan son dönemde adından sıklıkla söz ettiren bir başka yerleşim birimlerindendir. Gerek ilçenin merkezi konumda bulunması gerek Bodrum güzergahında olması gerekse GELİ ve Termik Santralle ilçenin ekonomik girdileri hareketliliğini hiç yitirmemiş aksine geçtiğimiz yıllara oranla olması gerekenler gerçekleşmiştir. Yatağan’ın ilçe hinterlandı genişlemiş ilçe Belen Kahvesi ve antik şehirlerin sıklıkla yapılan kazılarda ortaya çıkmasıyla eski döneme ait ev sahipliği yapmaya devam eden ilçelerden birisi konumundadır. Yatağan ve havalisindeki son dönemlerde hayata geçirilen alternatif turizm destinasyonları arasında Kültür Yolu, Sağlık Turizmi çalışmaları, Hekate Kutsal Alan , Kutsal Yol, Stratoneika, Lagina ve dünyada çok az benzeri olan Jeopark projesi çalışmaları da bu ilçeye turizm alanında ayrı bir anlam kazandırıyor.

Bu oluşumlarla Turizm Bakanlığı bu ilçeye iyice sempatik bakar olmuştur. Bu gidişle Yatağan ve Milas Ovası, antik kentlerin kalıntılarından bolca nasibini alacaktır.

Kavaklıdere, meşhur bakırcıların öncelikli mekanlarından birisi olup burada çıkardıkları ürünleri Türkiye sınırları da aşıp yeryüzünün her ülkesine gidecek ihraç malları statüsüne girmiştir. Zamanla ürün çeşitliliğini de arttıran esnaf farklı ürünleri ile de dikkat çekmektedir. Muğla’nın dağ yamacında konuşlanmış tek ilçesi olan Kavaklıdere, adı üzerinde olduğu gibi kavak ağaçları ile ünlü ilçelerden birisidir. Kendine has yaşam tarzı ile insanlarının katkıda bulunduğu ilçe gecikmiş ilçe olmasının verdiği o kısıtlı şartlara rağmen şu anda neler yapabilirimin telaşı içerisinde olup kendini geliştirmeye doğru ivme kazandırmıştır. Çevre köylerinin de ormanlarla iç içe olması Kavaklıdere’ye de yansımış ve yeşillikler içerisinde olmasını desteklemektedir. Ormanlık alan ve nefesi doğru alıp vermek… Birbiri ile doğru iki unsur Kavaklıdere’de adeta yan yana gelmiş. (devamı haftaya)