ZAM, ZAM, ZAM !

Öncelikle herkese merhaba. Muğla sevdalısı, genç kadın gazeteci olarak bundan sonra yazılarımı haberlerin yanı sıra buradan da sizlerle paylaşacağım. İlk köşe yazıma ülke genelinde yapılan zamları değerlendirerek başlamak istiyorum.

Doğalgaz, elektrik, akaryakıt, gıda zamları derken son günlerde her güne zam haberiyle uyanır olduk. Hatta bırakın günü, son zamanlarda saat aralıklarıyla akaryakıt fiyatlarına gelen zamları takip edemez hale geldik. Her haberi okuduğumuzda ‘Yine mi zam?’ diye şaşırmaktan kendimizi alıkoyamıyoruz. Yakında nefes almak bile parayla olacak hatta ona da zam gelecek!

Hal böyleyken küçük esnafların ve asgari ücretle geçinen kişilerin durumu gerçekten çok zor. Yıl 2022 ama bugünkü asgari ücretle temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamıyoruz. Allah yardımcımız olsun. Ha pardon, geçinemiyoruz ama uzaya gidebiliyoruz. Uzayda zam yapılmıyorsa demek ki! Gerçi söz konusu para olunca uzaya girişte bile para alır ya bizimkiler, neyse…

Ayrıca ülkemizin göz bebeği Muğla, pahalı bir şehir. Önce bunu bir kabul edelim. Özellikle konut fiyatlarıyla çok meşhur Muğla’mızda, konutun az talebin çok olması sebebiyle satışlar ve kiralar adeta dudak uçuklatıyor. Birde bize her ay gelen TÜİK verilerine göre, Muğla’da konut satışları artıyor. Buna da şaşırmıyor değilim yani. Hem ‘para yok’ diyorlar hem de çatır çatır ev alıyorlar. Gerçekten ilginç.

Hiç unutmam anneannem bir keresinde, zamanında 50 kuruşa kirada oturduklarını anlatmıştı. Çok şaşırmıştım tabi o zaman. Bir de şimdiye bakalım. 50 TL’nin bile kıymeti kalmadı. Bir bakıyorsun 5 TL gibi harcanmış. 50 kuruş mu kaldı?

Genelde sahada aktif çalıştığım için bazen esnaf ziyaretleri yapıyorum. Gözlemlediğim kadarıyla hiç kimse hayatından memnun değil. ‘Ekonomi bu haldeyken nasıl olalım’ dediğinizi duyar gibiyim. Herkes kara kara kirayı nasıl çıkartacağını düşünüyor. Ee, geldiğimiz noktada haklılar. Sohbet ettiğim yaşlı amcalar bile ‘Ekonomik kriz hep olur ama biz böylesini hiç görmedik’ diyor. Ah amca ah, eskiden her şey daha güzelmiş.

Birazcık suç bizde de var tabi. Üretim yapan toplumdan, sadece tüketim odaklı bir toplum haline geldik. Ne demiş canım Ata’m, “Üretmeye mecburuz. Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş milletler; evvela haysiyetlerini sonra hürriyetlerini daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkûmdur.” Neyse, bu ayrı bir konu.

Peki, sormak istiyorum bu vatandaşlar nasıl geçinecek? Daha doğrusu geçinemeyecek…

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.