Tuğçe Gündüz
DOĞAL KIVRIMLARIN DAVETSİZ MİSAFİRİ: SELÜLİT
Havalar ısınıyor, şimdiden tatil planları yapılmaya başlandı. Plajda güneşlenirken en son isteyeceğimiz şey, kadınların ortak sorunu, portakal kabuğu görünümündeki ufak çukurcuklar; selülit.
Selülit tıbbi açıdan bir hastalık olarak değerlendirilmemektedir ancak bu durumu kısaca açıklamak gerekirse bağ dokusunun zayıflaması ve inflamasyonu olarak ifade edebiliriz.
Öncelikle merak edilen bir konuyla başlamak gerekirse;
ERKEKLER DE SELÜLİT SORUNU YAŞAR MI?
Deriyi dokulara bağlayan deri altı yağ dokusu yani adipoz doku, temel olarak yağ hücrelerinden meydana gelir. Deri altı yağ dokusunda bulunan fibröz şeritler; kadınlarda dikey, erkeklerde ise dermisle açı yapacak şekilde yerleşmiştir. Bu nedenle, erkekler kilo alsa bile deride selülit belirtileri görülmez.
Kadınlarda yağ dokusu dermise doğru genişledikçe fibröz şeritler, bu genişlemeye paralel olarak aynı oranda esneyemedikleri için deri yüzeyinde girintilerin oluşmasına neden olurlar. İlerleyen yağ topları ise çıkıntıları meydana getirirler. Bu şekilde selülit görüntüsü oluşmuş olur.
SELÜLİT OLUŞUMUNU AZALTMAK İÇİN NE YAPMALIYIZ?
Selülit, östrojen hormonunun etkisiyle oluşabilen, aşırı ve dengesiz beslenme, kilo alımı ve hareketsizlik de devreye girdiğinde artan estetik bir sorundur. Selülitin oluştuktan sonra tamamen yok olması uzun ve zor bir süreçtir. Bu nedenle ortaya çıkmaması için yeterli ve dengeli beslenme aynı zamanda spor, yaşam şekli haline getirilmelidir.
Selülitten kurtulmak için hızlı kilo vermeyin.
Yazın gelmesiyle birlikte selülitlerin rahatsızlık verdiği bu günlerde, fazla kilolarınızı verebilmek için acele etmeyin. Hızlı zayıflama, sağlığınızı olduğu gibi cildinizi de olumsuz etkiler. Kas kaybı nedeniyle, sarkmalar, kırışmalar, selülit görüntüsünde artışlar meydana gelir. Yıllardır veya 5-6 ayda aldığınız kiloları, birkaç haftada vermeye çalışmayın.
Tabaklarınızı renklendirin.
Öncelikle vücudunuzun ihtiyacı olan ve toksin atımını da destekleyen su tüketimine önem verin. Antioksidan bakımından zengin olan meyve ve sebzeleri her öğününüze mutlaka ekleyin. Özellikle balık, keten tohumu, semizotu gibi besinlerde bulunan omega-3 gibi sağlıklı yağları; tavuk eti, yumurta, yoğurt gibi protein kaynaklarını; işlenmiş tahıllar yerine tam tahılları içeren sağlıklı bir tabak oluşturun.
Bunun yanında kolajen proteinini de yeterli ölçüde almak önemlidir. Kolajenin yanında kolajen üretimi, sentezi ve düzenlenmesi için C vitamini ve bakır mineralini de yeterli miktarda almak gerekir. Başlıca kolajen içeren besinler; ıspanak, pazı, dereotu, maydanoz gibi yeşil yapraklı sebzeler; yumurta, avokado ve ilikli kemik suyudur.
Elma, böğürtlen, ahududu, vişne, çilek gibi kırmızı meyveler; UV ışınının cilde verdiği zararı önleyip kolajenin parçalanmasını engeller ve kolajen üretimini artırır. Bu yüzden tabaklarınızı kırmızı meyvelerle renklendirin.
Ödem, fazla kilo ve hareketsizlik; dolaşımın yavaşlamasına ve sonuçta vücuttaki sıvı dengesinin bozulmasına neden olur. Bu yüzden bol su tüketin, yeşil çay gibi bitki çaylarıyla ödem atımını destekleyin.
Tek bir besin selülit oluşturmaz ya da tek bir besin selülit oluşumunu engellemez.
Yeterli ve dengeli beslenme bir “puzzle” gibidir. Hiçbir öneri mucize yaratamaz. Dengeli beslenme için önemli olan tüm noktalar, puzzle için önemli parçalardır.
Sağlıklı günler dilerim.
DİYETİSYEN TUĞÇE GÜNDÜZ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.