Erdal ÇİL
KANUNİ YOLU AÇILIYOR
Yanlış duymadınız, açılıyor!
Haber bültenlerinde sıkça duyarız:
Heyelan, aşırı yağış, kayma gibi sebeplerle kapanan …yolunda açma çalışmaları sürüyor. Trafik kontrollü olarak tek şerit üzerinden sağlanıyor.
İşte asırlardır kullanılan, acımasız yılların eskitemediği, tarihimiz, kültürümüz, ilimiz açısından çok önemli bir yol maalesef bundan bir süre önce, onca akademisyenin, onca kültür sevdalısı insanın gayretlerine rağmen bir takım kişisel keyfilikler uğruna önüne taşlar konularak kapatılmıştı.
Hâlbuki proje İçişleri Bakanlığınca kamuya dönük onlarca projeler arasında toplam 5 kategoride (Sosyo Ekonomi, Kültür, Güvenlik ve Asayiş, Kamu Hizmetlerini Geliştirme, Vatandaşa Hizmet) değerlendirmeye alınmıştı. 1.102 proje arasında da sergilenmeye değer görülerek, ödüle aday 100, kültür kategorisinde ise ilk on projeden birisi seçilmişti.
Kanuni Yolu Projesinde çeşitli üniversitelerden, çeşitli branşlarda çok değerli bilim insanları da vardı. Projenin başında ise Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan ÇEVİK bulunuyordu.
Projenin ilk aşaması Güney Ege Kalkınma Ajansı (GEKA) dan alınan destek ile tamamlanmış ve ilk etapta kanuni yolunun güzergâhı, tabelaların dikilmesi, broşür basılması ve minyatürlerin çizimi tamamlanmıştı.
Projenin ikinci aşamasında kitap basımı ve 3 bölümlük belgesel çekimi de yer alırken, Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos seferinde otağını kurduğu Yatağan Bozüyük Beldesinde portatif otağı için o dönemin Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü maalesef ‘sanıyorum yoğunluklarından dolayı’ bir proje hazırlayamamıştı.
Proje kapsamsında ayrıca Sakar rampasında Gökova Körfezi’ne bakan büyük bir Kanuni Sultan Süleyman heykeli yapımı da bulunuyordu. Bozüyük Mahallesinde Rodos seferi esnasında yaptırılan camii, han ve köprülerin restorasyon çalışmaları ise tamamlanmıştı.
Projenin üçüncü etabında ise Rodos ayağı yer alıyordu.
İşte bu proje tamamlanamamış, bu beş yüz yıllık yol sergilenen bu aymazlıktan dolayı kapanmak zorunda bırakılmıştı.
Projenin böyle sahipsiz bırakılması en çok yöre halkını ve onlardan biri olan Bozüyük’lü, o dönemlerin başarılı bürokratı, Valilik Özel Kalemi Sayın Baki Gencel’i de çok üzmüştü. İşte o Baki Gencel o azminden, o sevdasından hiç vazgeçmedi. O projenin emektarlarıyla olan ilişkisini hiç bırakmadı. Emekli olup herkesin artık köşesine çekileceğini düşündüğü bir anda çıkıp önce köyünde yeni kurulan ve kurulmasında da emeği olan Bozüyük Güzelköy’ ü Tanıtma Turizmi Geliştirme ve Kalkındırma Derneği Başkanı oldu. Sonra da bundan iki yıl önce, daha kapsamlı bir şekilde yapılmasını düşlediği projenin emektarlarından bir grup akademisyeni bir araya getirerek köyünde Rodos Seferinin 502. Yılı Bozüyük Menzili Paneli’ni düzenleyerek ilgililere adeta, “ben karınca misali de olsa bu yola çıktım” mesajını verdi.
Panele Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden Prof. Dr. Namık Açıkgöz, Prof. Dr. Adnan Çevik, Doçent Dr. Ümral Deveci, Pamukkale Üniversitesi’nden Prof. Dr. Bilal Söğüt, Strotenika ve Lagina Kazı Başkanı Prof.Dr. Kadir Pektaş katıldılar.
22 Temmuz 2024 akşamı gerçekten Muğla için, Bozüyük için tarihi ve çok özel bir akşamdı. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün de katkılarıyla köy meydanına bir sürü stantlar açılmış, Yatağan Belediyesi ve Yatağan Kaymakamlığı’nın destekleriyle meydan adeta bir düğün alanına çevrilmişti. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ da ücretsiz otobüslerle şehirden ilgi duyan herkesi Bozüyük’e taşıyacağını duyurmuştu. Muhtarlık ve dernek yöneticileri gelen her misafirle tek tek ilgileniyor, ulu çınarların altında misafirlerine teşriflerinden dolayı duydukları memnuniyetleri ifade ediyorlardı.
Panelde söz alan hemen bütün hocalar azim ve umutlarından bir şey kaybetmediklerini belli ederlerken yine de konuşmalarının satır aralarında geçmişte yaşadıkları olumsuzluklardan dolayı kırgınlıklarını görmemek mümkün değildi. Umutluydular. O akşam başta ilin en yetkin makamı olan valilikten, dernek başkanı Baki Bey’den, kaymakamlar, belediye başkanları, muhtarlardan gördükleri yoğun ilgiden dolayı mutluydular ve umutları yeniden yeşermiş, yol ile ilgili heyecanları yeniden depreşmişti.
Basmayı düşündükleri ve her kesimin rahatlıkla anlayabileceği bir dille hazırlanan, ilk kez yayınlanacak minyatürlerle zenginleştirilen ve değişik birçok zengin görselin yer aldığı “Muhteşem Süleyman Muğla’da” kitabıyla birlikte birkaç güne yayılacak etkinliklerin önümüzdeki yıllarda yapılabilmesinin ilin kültürel envanteri açısından önemini vurgularlarken heyecanları görülmeye değerdi.
Muğla Valisi Dr. İdris Akbıyık, “Sadece deniziyle, kumuyla, güneşiyle değil, kültür varlıklarıyla da ülkemizin ve dünyamızın cennetten bir köşesi. Muğla’yı her yıl milyonlarca turist ziyaret ediyor ama son zamanlarda Cumhurbaşkanlığımızın desteğiyle, Kültür Bakanlığımızın desteğiyle, Valiliğimizin desteğiyle, üniversite hocalarımızın başkanlıklarında çok güzel arkeolojik kazılar yapıldı. Stratonikeia, Beçin ve birçok tarihi yerlerimiz ortaya çıkarıldı. Muğla her şeyiyle çok zengin. Özellikle antik çağlardan günümüze Bizans, Roma, Menteşeoğulları, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi inanılmaz değerlerimiz, eserlerimiz var. Bunları hem milletimize, hem Muğlalılara hem de yabancı ziyaretçilere sunmak istiyoruz. Hem devlet olarak, hem valilik olarak büyük bir gayret içerisindeyiz. Burada Bozüyük köyünde gördüğüm, biraz önce kaymakam bey ve belediye başkanımızla beraber konakları ve tarihi yerleri gezdik. Hakikaten büyük bir değer. İnşallah bizler Bozüyük mahallemizin daha da güzelleşmesi için, tarihi yerlerimizin gün yüzüne çıkarılması için gerekli desteği ve çabayı göstereceğiz, projelerde eksik kalan taraflara valilik olarak gerekli desteği vereceğiz” derken alkışı görmenizi isterdim.
Kimler yoktu ki o gece orada. Bir kere Yatağan, Kaymakamı, Belediye Başkanı ve bütün protokolüyle tam kadro oradaydı. Kavaklıdere’nin genç ve çok sevilen değerli Kaymakamı Çiğdem Dede, Yargıtay 12.Daire Başkanı ve Bozüyük’ün evladı sevgili Ayhan Tuncal, Yeşilay Cemiyeti Muğla Şube Başkanı Abdullah Şenol Şengür, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim üyesi Prof.Dr. Bakiye Uğur, Tarih Bölümünden Prof.Dr. Bayram Akça, Biyoloji Bölümünden Prof.Dr. Fevzi Yılmaz ve Türkiye Yazarlar Birliği Muğla Temsilcileri geç vakitlere kadar vatandaşlarla sohbet ederek geceyi tamamladılar.
İçinde bulunduğumuz aşure ayının gereği olarak da dağıtılan aşure ikramı da katılımcılar tarafından ayrı bir takdir vesilesi olmuştu.
O gece; Temmuz’un 22’inci gecesi, Kanuni’nin Bozüyük’e gelişinin 502. Gecesi bizim de umutlarımızın yeşerdiği bir gece oldu. Umarım devamı gelir ve umarım beş yüz yıl önce dünyanın en büyük devletinin beş ayı aşkın bir süredir yönetildiği bu topraklar, böylesi önemli bir mirası bu sefer olsun hakkıyla temsil ederek hak ettiğini alır, yol açılır.
Bizleri böyle güzel düşlere, düşüncelere salan bu etkinliği planlayan, destek olan, katılım sağlayan bütün emek sahiplerine minnet ve muhabbetlerimle…
Erdal ÇİL
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.