YETİM (BİZİ CENNETE GÖTÜRECEK OLAN)

Yetim denilince aklımıza önce Peygamber efendimiz geliyor. Çünkü O daha dünyaya gelmeden yaklaşık altı ay kadar önce babasız dünyaya geldi . Onu dedesi ve amcası himayesi altına aldı . Kur’an ı Kerimde de yetimler hakkında onların hakkını savunmak ve onlara şefkatle bakmak , malları hakkında dikkatli olmamız hakkında bizleri uyarır.

Yetim sırf anası babası olmayan veya anne babası ölmüş çocuklar değil bir önceki yazımda boşanmanın hoş bir durum olmadığını , Dinimizin buna sıcak bakmadığını olacaksa en son çare olarak görmek uygun olacağını yazdım. Toplumumuz da anne babası var olup ta yetim diyebileceğimiz nice çocuklar var . Nice sahipsiz kalmış çocuklar var , anne babası ayrılmış ortada kalmış yetimler var .

Her çocuk anne baba vesilesiyle hayata merhaba derken, bazı çocuklar hayat yolculuğunu onlarla birlikte yürüyemeden , henüz daha küçükken ebeveynlerinden birini kaybetmiş olabilir. Sevgi ve ilgiden eksik , tek başına yapayalnız kalmış himaye edilmeye muhtaç bu çocuklar “ yetim “ olarak adlandırılıyor. Dinimiz yetimlerin gözetilmesi , bakımlarının üstlenilmesi hususunu öncelikle yakın akrabalara daha sonra da toplumun üzerine düşen vazifeler arasında saymıştır. Bir çok ayette yetime iyi davranılması , yapılacak yardımlar içerisinde yetime öncelik verilmesi, yetimlerin himaye edilmesi ve mal varlıklarının korunması gibi önemli konulara yer verilmektedir.

Bir yetim olan dünyaya gelen sevgili peygamberimiz çocukken gözetilip himaye edildiği gibi kendisi de hayatı boyunca yetimleri korumaya özen göstermiştir. Dinimizde yetime sahip çıkanlar cennette Rasülullah’a (s a v ) komşu olmakla müjdelenirken yetimi itip kakan ve hor görenlerde dini yalanlayanlar olarak adlandırılmıştır. Onları zarar vererek mallarını gasp edenler ise Allahuteala tarafından şiddetli bir azapla ikaz edilmiştir.

“ Yetimlerin mallarını haksız olarak yiyenler şüphesiz karınlarına ancak ateş dolduruyorlar.” ( Nisa 4/10/ Allah Resulü de yetim malı yemeyi büyük günahlar arasında sayarak bunun affedilemez davranışlardan olduğunu bize hatırlatmıştır. Kuran’da yetimlerin mallarının korunup kollanması emredildiği gibi evlilik çağına hayata atılabilecek bir hale geldiklerin de de kendisine teslim edilmesi istenmiştir.

Kalbinin katı olmasından dert yanan bir adama Rahmet Peygamberi ( s a v ) “ yetimlerin başını okşa , fakirleri doyur. ” (İbni Hanbel 2 / 387 ) buyurmuştur. Dolayısıyla bir başkasının derdiyle dertlenmek kişinin hem kendisine hem de muhatabına iyi gelecektir. Mümin imanının gereği çevresinde yaşanan acı ve ıstıraba duyarlı olan , yardıma koşan kişidir. Yetimler bize yaratanın emanetidir. Onlar imtihanımız olduğu gibi Yüce Allah’ın katında da affedilme cennete kavuşma vesilemizdir.

Bir yetimin yüzünü güldürmenin hem dünyamızı hem ahiretimizi mamur edeceği hakikatiyle onlara şefkat ve merhametle kol kanat gerelim . Yeti bir peygamberin bir ümmeti olarak kimsesiz çocukları gözetmenin aynı zaman da peygamberimizin sünnetini ihya etmek olduğunu hiç bir zaman unutmayalım .

Bir de Anası babası olup ta tutunacak dalları olmayan sevgi ve hoşgörüye muhtaç olan nice yetimleri gözetmenin Müslümanlar olarak bizi cennete taşıyacak onlara yaptığımız yardımlar olarak bilmek en güzel niyettir. İşte boşanma sonucunda ortada kalan çocukları da yetim bilerek onlara kol kanat olmamız kaçınılmazdır. Bizler Allah’ın emaneti olarak bildiğimiz yetimleri mutlu görmek , gülen yüzleri olmak elbette bizler için büyük bir nimettir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.